Sesini Sevemeyen Benlik


Analitik yönelimli psikoterapilerde danışanlar bazı seanslarda gerekli ve etkili bir konuşma gerçekleştiremediklerini düşünüp kendilerini suçlamakta ve yetersizleştirebilmektedirler. Sanki hafta boyunca hazırlandıkları bir konu vardır veya o seansta kendisiyle ilgili “kayda değer” bir gündeme yer verilmelidir fakat seans başlayınca her şey değişmiş ve bir türlü o önemli konuya gelememişlerdir. Yaptıkları konuşmalar kulaklarına sanki boş ve manasız sesler terkibi gibi gitmektedir.

Peki insan kendini neden böyle hisseder?

Eğer büyük bir yanılgı içinde değilsem, böyle hisseden danışanlar, otantik bir varoluşu deneyimleyememenin, kendi olamamanın sancısını yaşamaktadırlar. Bu sadece terapi odasında bazı danışanların yaşadığı bir olgu değildir ancak terapi odası kişiyi kendi hakikatine davet eden bir yer olarak bu çatışmayı çok daha fazla açık ve yoğun bir şekilde deneyimletecektir.

Niye kendimiz olamayız? Niye kendi sesimizi sevemeyiz? Pek çok sebep dolayısıyla elbette. Ama aklıma ilk olarak uzun bir süre çevremiz tarafından kodlanan deneyimlerimizin referansını kendimizde toplayamamak geliyor. Kendisinden herhangi bir sebeple bahsettiği için “boş konuşmakla” itham edilen (veya itham edilme riski hissettirilen) bir birey, ister istemez konu gerçek manada kendisine (arzularına, korkularına, taleplerine, planlarına, vb.) geldiğinde kendisine temas edemeyip, çevresindekilerin sesleri ve gözlerinden kendisini yetersizleştirmeye girişecektir. 

Öyleyse Tillich’in dediği gibi “olmak” cesaret gerektirir. Referansı kendinde merkezlenmiş, kendi olmaya cesaret eden kişi başkalarına kendini kapatmış veya onlara tepkilidir de denemez; o sadece başkalarına zarar vermeksizin kendince var olabilme hakkını sonuna kadar kullanmaya teşebbüs eden ve kendi sesini seven biridir.

Sesini sahiplenmeye, gerçek kendiliğe giden yol türlü risklerle, ansızın önümüze atlayacak Pan'ların yarattığı panikle dolu. Varıp varamayacağız muallak. Yine de yolda olanlara, sesini sevmeye çalışanlara ne mutlu.

Uzman Psikolog Gökhan Özcan

Yorumlar

Popüler Yayınlar