Bir Bütünleşme Aracı Olarak Psikodrama



Yeniden Rüya Görme Cesareti


Freud’un rüyalar ile ilgili verdiği bir ders sonrasında Freud kendisine hangi alan ile ilgilendiğini sorduğunda bu cevabı verir Dr. Jacob Levy Moreno: “Evet, Dr. Freud, Sizin bıraktığınız yerden başlıyoruz. Siz insanlarla ofisinizin yapay ortamında buluştunuz. Ben onlarla sokaklarda ve evlerinde, onların doğal çevrelerinde buluşuyorum. Siz onların rüyalarını analiz ettiniz. Ben onlara yeniden rüya görme cesareti veriyorum.”

Moreno psikiyatriye gülmeyi getiren adam olarak tanınır. Dünya savaşlarının yaşandığı bir yüzyılda insanların gülmeyi, yaşamayı unutmuş olmaları gerçeğini, ‘iyileşme’, ‘spontanlık’, ‘eylem’ gibi kavram ve pratiklerle değiştirmeye çalışmıştır o. İyileşmenin sadece klinikte değil, mülteci kamplarında, sokaklarda, her yerde olabileceğini öğretmiştir bize. Moreno böylece psikodramanın ve grup terapisinin kurucusu olarak anılmaktadır.

Moreno’ya göre psikodrama, insan varlığını ya da yaşantıların gerçeğini dramatik yöntemlerle araştırmakta olan bir bilim dalıdır. Psikodrama başka bir tanımla bir tür dramatizasyondan ya da başka bir ifade ile spontan tiyatrodan yararlanılarak gerçekleştirilen bir ruhsal tedavi yaklaşımıdır. Ortada yazılı herhangi bir metin yoktur, bir spontan tiyatro sergileyerek izleyenleri eğlendirmek ya da eğitmek de amaç değildir. Sahnede görülen spontan tiyatro, gerek oyuncuların gerekse izleyenlerin ruhsal yönden gelişmelerini, iyileşmelerini amaçlayan karmaşık bir sürecin, ancak su yüzündeki bölümüdür.

Gerçeğin aksiyonla yeniden keşfedilmesi olan psikodrama kaynağını insandaki üç önemli temel özellikten alır. Bunlar: Eylem, yaratıcılık ve spontanlıktır. İnsan eyleme dönük bir varlıktır. Hareketsiz bir yaşamdan söz etmek mümkün değildir. Bu eylem ihtiyacının doyurulabilmesi eylemin yeterli ve uygun olmasına bağlıdır, bu ise insanın yaratıcılığı ve bu yaratıcılığın sergilemesine olanak tanıyan spontanlığı sayesinde gerçekleştirilir. Spontanlık yeni ya da eski durumlara kişinin yeni ve uygun tepkiler verebilme becerisidir.

Rollerimiz

Moreno’ya göre yaşamda çeşitli roller alırız. Önce psikosomatik rollerimiz vardır. Beslenen, uyuyan, emekleyen, yürüyen, ağlayan. Çocuk büyüdükçe gelişir ve rol kapasitesi de zenginleşerek sosyal roller alır: anne, baba, çocuk, eş, arkadaş rolleri gibi. Bir de psikodrama sahnesinde aldığımız roller vardır. Moreno, daha sonra bu sınıflamaya, psişik rolleri (seven, zevk duyan) ve aşkın rolleri (Tanrı ve evrenle bütünleşen, dünyanın bir parçası olduğunu anlayan insan rolü) de eklemiştir.

Esnek ya da Konserve İnsan

Rol çeşitliliği, öznenin farklı roller arasında geçiş yapmasını gerektirir. Ebeveynimizin yanında çocuk, iş yerinde bir çalışan, okulda öğretmen, evde anne oluruz söz gelimi. Roller arasında salınırız. Bu salınımı olması gerektiği gibi yapabiliyorsak rol esnekliği kazanmışız demektir. Ancak yaşam çoğu zaman zorlayıcıdır. Kişi esnekliğini kaybedebilir. Eğer insan her zaman sadece tek bir rolü oynamaya başlarsa rol konservesi denilen durum meydana gelir. Sadece öğretmen, sadece baba olmak sıkıcıdır. İnsanı ve yaşamın olanaklarını daraltır. Yaratıcılık ve spontanite fakirleşir. Rol gelişim aşamalarındaki bahsedilen bu saplanmalar, sıçramalar ve regresyonlar, patolojilerin oluşmasında temel oluştururlar.

Psikodramanın Aşamaları


Bir psikodrama oturumu üç aşamadan oluşur. Bunlar ısınma, oyun ve görüşme aşamalarıdır. Ancak bazı durumlarda bir oturum, yalnızca ısınma ve görüşme aşamalarından ya da yalnızca oyun ve görüşme aşamalarından oluşabilir. Oturumun kaç aşamadan oluşacağını grup yöneticisi ve sürecin niteliği belirler.

Isınma: Grubun ve protogonistin yapılacak çalışmaya hazır ve istekli olmasını sağlayan etkinlikler.

Oyun:
Ana çalışmanın yapılması. Geçmiş bir anı, bir rüya, bir gelecek yaşantının canlandırılması.

Paylaşım:
Çalışma sonucunda tüm üyelerin bir araya gelerek yapılan çalışmayla ilgili geribildirimde bulunması.

Isınma aşamasının temel amacı, ısınan oyuncular arasında bir baş oyuncu çıkmasıdır. Eğer ısınma teknikleri sonucunda bir baş oyuncu ortaya çıkarsa, oyun aşamasına geçilir. Psikodramada ikinci aşama oyun aşamasıdır. Bu bölümde genelde, baş oyuncunun getirmek istediği oyunu sergilenir. Yönetici ve baş oyuncu sahneye gelir. Baş oyuncunun getirmek istediği yeterince belirginse yönetici hemen oyunu başlatabilir. Fakat olay yeterince belirgin değilse yönetici olayı somutlaştırmak için bir müddet görüşmeye devam eder. Çeşitli sorular sorar. Onun o andaki duygularını ve ihtiyaçlarını kavramaya çalışır. Yönetici baş oyuncudan, canlandırılacak olayın geçtiği ortamı tanımlamasını ister. Baş oyuncu, olayın nerede, ne zaman geçtiğini, ortamda kimlerin olduğunu, belirtmelidir. Dekorun canlandırılması ve tanımlanması önemlidir. Dekordan sonra sıra oyunca yer alacak kişilere gelir. Baş oyuncu oyunda yer alacak yardımcı oyuncuları sahneye davet eder. Bu arada yönetici oyun boyunca baş oyuncunun yanında bulunacak ve gerektiğinde onun rolünü alacak olan bir eş ego seçmesini söyler. Dekor ve oyuncular tanımlandıktan ve hazırlandıktan sonra sıra dramatizasyona gelir.

Yöneticiler, baş oyuncuların o andaki duygularını ve ihtiyaçlarını dikkate alarak, her konuya özgü ayrı bir oyun stratejisi koymak zorundadırlar. Oyun süreci içinde, psikodrama tekniklerinden hangilerinin ne şekilde nasıl uygulanacağına sürece bakarak yönetici karar verecektir. Oyun sonunda tüm üyeler toplanarak görüşme aşaması gerçekleştirilir. Bazen ısınma aşamasında ortaya bir baş oyuncu çıkmaz: bu durumda oyun aşaması atlanarak görüşmeye geçilir. Grup ısınma aşamasında ve oyun sırasında uygulanan teknikler üzerinde tartışır. Rol geri bildirimi ve özdeşim geri bildirimi yapılır. En önemli değişiklik grup üyeleri arasında duygusal bir canlılık oluşturmaktır.

Psikodrama oturumunda paylaşım aşaması en az oyun aşaması kadar önemlidir. Öncelikle yardımcı egolar rol geribildirimleri, bazı grup üyeleri özdeşim geribildirimlerinde bulunur ve son olarak çalışmanın sonunda grup üyelerinin kendi yaşamları ile ilgili çağrışımları grupta paylaşılır. Paylaşım aşaması, psikodrama çalışmasında ortaya çıkan ürünün toplandığı ve son şeklinin verildiği aşamadır. Bu anlamı ile liderin geribildirimleri, yorumları ve paylaşımları da bu aşamada çoğu zaman yer alır ve son derece önemlidir. Bu aşamanın temel kuralları içinde grup üyelerinin asla yorum yapmamaları, eleştiride bulunmamaları ve protagonisti (baş oyuncu) yargılamamaları önde gelmektedir. Paylaşım aşaması bu konulara bağlı olarak dikkatlice izlenmeli ve hata yapan yönetici tarafından uyarılarak engellenmelidir. Paylaşım aşamasında protagonistin korunmasından daha öncelikli bir konu bulunamaz. Paylaşım aşaması içinde önemli geribildirimlerinden biri rol geribildirimidir. Protagonist merkezli bir psikodrama çalışmasında, oyun içinde yer almış olan birçok grup üyesi sahnede bulunur. Bu üyeler, aldıkları rolleri oynarlarken o rol kişisi olarak birçok duygulanım yaşarlar. Rol geribildirimi, yardımcı egoların rollerde neler yaşadıklarını o rol kişisi ağzından anlatmaları anlamına gelmektedir.
          

Psikodramanın Temel Terapötik Teknikleri

Eşleme

Psikodramanın en güçlü tekniği olan eşleme, protagonistin farkında olduğu ya da bilinçdınşı duygu ve düşüncelerini onun ağzından terapistin, yardımcı terapistlerin ya dagrup üyelerinin dile getirmeleri olarak tanımlanabilir. Eşleme yapan kişi çoğunlunklaprotagonistin arkasında durur ve ellerini onun omuzlarına koyarak eğer gerekiyorsa diz çökerek protagonistin seviyesinde bir konum alır. Eşleme yolum ile, empati kurularak yakalanan duygular dile getirilir. Empatinin en yoğun olarak kullanıldığı temel teknik eşlemedir.

Eşlemeyi yapan kişinin o anda duygu, düşünce ve gereksinimlerini bir kenara bırakması gerekir. Eşleyen kişi mantık ve kuramsal saplantı ve düşüncelerden uzak kalması gereklidir. Bu şekilde yaşantılarını, hatıralarını, istek ve fantezilerini bastıran protogonistin bunları hatırlamasına, tekrar yaşamasına yardımcı olur.

Rol Değiştirme

Psikodramanın ikinci en önemli tekniği rol değiştirmedir. Bu da diğer temel tekniklerde olduğu gibi doğrudan tedavi edici bir etkiye sahiptir. Rol değiştirme zaman zaman psikodramayı yürüten motor olarak tanımlanabilir. Birçok grup üyesi rol değiştirme sırasındaki ilk deneyimlerinde şaşırtıcı yaşantılar geçirdiklerini söylerler. Rol değiştirme protagonistin, antagonistin rolüne geçmesi ve ‘’o’’ olması ve bu noktadan konuşması anlamına gelmektedir. Rol değiştirmenin gerçekten empatinin deneyimlenebildiği ortam olarak düşünülmesi doğrudur. Moreno’nun empati tanımında kişinin karşısındakinin gözleri ile bakabilmesinin ötesine geçmesi ve ‘’o’’ olması gereği vurgulanır. Gerçekte vurgu yapılmak istenen şey, rol değiştirme ile deneyimlenen yaşantıya geçirilen olgudur. Hiçbir psikodrama oturumu rol değiştirme yapılmadan sonlanamaz. Eğer bir psikodrama oturumu rol değiştirmeden bitirilmiş ise bu oturumun yarım kaldığını ve işlevini tam olarak yerine getiremediğini gösterir. Biz karşımızdakilerin rolüne geçebildiğimiz ölçüde tüm gerçekliği yaşayabiliriz.Sahnede ne kadar rol varsa hepsinin öncelikle protagonist tarafından oynanması zorunlunluğu vardır. Ancak bu sayede rol kişileri gerçekten sahnede var olabilirler ve canlandırılabilirler. Belli bir zaman diliminden sonra yöneticinin de uygun görmesi ile sahnedeki rolleri oynayan yardımcı egolar spontan olarak rolleri oynamaya davet edebilirler. Bu gibi durumlarda dahi kendilerine uymamayan noktaları protagonistlerin düzeltmesinin gerektiği gruba ve protagoniste iletilmelidir. Psikodrama sahnesinde kişi hayatta alması mümkün olmayan rolleri dahi alabilir, yasayabilir ve oynayabilir. Rol değiştirme tekniği çocuğun ‘’sen’’i tanıması, sen ayırımı yapması ve konuşma yeteneğinin gelişimi ile ilgilidir.

Ayna

Protagonistin kendisini kelimelerle hareketlerle sunamadığı zaman yardımcı ego psikodramatik sahnede onun yerini alır. Protagonist grup içinde oturur. Yardımcı ego onun davranışlarını kopya ederek, onnun duygularını kelime ve hareketlerle ifade etmeye çalışarak ona diğer insanların onu nasıl yaşadıklarını sanki bir aynaymış gibi göstererek protagonisti yeniden oynar. Fine’a (1979) göre ayna protagonistin kendi yansımasını görmesini sağlayan birincil bir geribildirim yoludur. İzlemenin getirdiği mesafe onun kendi davranışını daha objektif olarak değerlendirmesine ve oyun içinde kendi rolünü yeniden üstlendiğinde yapabileceği değişiklikleri planlamasına olanak sağlar. Bazı terapistler bu tekniği protagonistin dirençleriyle uğraşırken, konfrontasyonu sağlamaya ve kendiliğindenliği arttırmaya çalışırken kullanırlar.

Bitirirken

Yaşam zedelenmelere ve iyileşmelere beraberce açıktır. Mesele, ihtiyaç durumunda doğru yardımı almayı bilebilmektir. Roller daralabilir, genişleyebilir. Fakat insan kendindeki bu değişimi yakalayabilmeli ve gerektiğinde destek alabilmelidir. Psikodrama, yaşamında daralmalar yaşayan insanın yaratıcılığını ve bütünleşmesini destekleyen kıymetli bir terapötik araçtır.

Yararlanılan ve Tavsiye Edilen Diğer Kaynaklar


Altınay, D. (2015). Psikodrama 400 Isınma Oyunu ve Yardımcı Teknikler. İstanbul:Epsilon Yayınevi.

Altınay, D. (2015) Psikodramada Seçme Konular. İstanbul: Epsilon Yayınevi.

Altınay, D. (2011). Sahnede Yaratıcılık Spontanite Tiyatrosu. İstanbul: Sistem Yayıncılık.

238-242.

Dökmen, Ü. (1995). Sosyometri ve Psikodrama. İstanbul: Sistem Yayıncılık.

Uzman Psikolog Gökhan Özcan

Not: Bu yazı Ayraç Dergi'nin 97. sayısında yayımlanmıştır.












Yorumlar

Popüler Yayınlar