Küllerin İçinden Cânım: Terapi Kaosla Ne Yapar?




Entegrasyon, daha önce var olan bir entegrasyon eksikliği durumunu ifade eder. Çoğu zaman bir kişiyi terapiye getiren şey, çöküş, uyumsuz parçalara ayrılma, kişiliğin tutunduğu merkezi benliği kaybetme deneyimidir. Bu yıkım, benliğin gelişiminde bir aşamadır: Narsistik benliğin sahte birliğinin parçalanmasını temsil eder. Önceki kişiliğin baş edemediği bir kriz meydana gelmiştir. Kişi kargaşa yaşar, eski kimliğinin kararlılığını kaybeder. Burada boşluk, anlam ve amaç kaybı deneyimi vardır. Yeats bunu çok iyi tarif eder: “Her şey çökmeye başlar; temel ayakta kalamaz; dünya üzerinde sadece anarşi vardır.” Dabrowski buna “pozitif parçalanma” adını verir, büyüme için gerekli bir başlangıçtır.

Bu noktada sıklıkla kişinin en çok istediği, eski tarzına geri dönmek, eski varlığın rahatlığını ve güvenliğini tekrar bulmaktır. Eski benliğin görüntüsüne umutsuzca yapışır ve vazgeçme gerekliliğini mümkün olduğunca reddeder. Burada terapistim müdahalesi çok önemlidir. Eğer benzer bir süreçten geçmediyse eski kimliğe geri dönmede kişi ile işbirliği yapmak cazip gözükebilecektir. Buna “kişiliğin gerileyen restorasyonu” adını verebiliriz ancak terapistler kendi süreçlerinin farkındaysa danışanlarının bu çöküş deneyimini yaşamalarına izin vereceklerdir. Danışanlara gösterdikleri hassasiyet, bu süreçte onların yanında olmaları ve yine bu sürece müdahale etmeden gerçekleşmesine izin vermeleri ile kanıtlanacaktır. Heidegger bunun olmasına izin vermeyen ancak yine de sıçramanın gerçekleşmesi ve varlığın düzelmesini isteyenlerin aksine buna “otantik bakım” adını verir. Aslında terapistlerin, danışanlarının bu deneyimi yaşamalarına izin vermek istememelerinin nedeni kendi yıkımlarının korkusudur.

Terapötik eylem, danışanlar acılarını yaşarken onların “yanında olmak”tır. Empati ve koşulsuz olumlu saygı bu tür bakımı tanımlamak için kullandığımız terimlerdir. Görünen o ki kendimiz olmak için başkalarının yardımına ihtiyacımız var.

Yaratılış yıkıma, önceki kalıptan vazgeçmeye ve yeni bir formu deneme isteğine bağlıdır. Bırakma, boşluk deneyimi ve yeninin ortaya çıkışı, hem yaratıcı hem de terapötik süreçleri karakterize eder. Terapiden yaratıcı bir eylem olarak söz edilebilir; acı çeken birey geçmişin küllerinden yeni bir benlik yaratır. Terapist bu süreci kolaylaştırır. Bu nedenle tüm terapi özünde yaratıcıdır.

Alıntılayan: Dr. Psikolog Gökhan Özcan

Kaynak: Stephen K. Levine, Poiesis: Psikolojinin Dili ve Ruhunuzun Söyledikleri (Çeviren: Defne Yazıcıoğlu). s. 39-41. Sola Unitas Yayınları.


Yorumlar

Popüler Yayınlar